Derya Cebecioğlu, TRT Spor Yıldız Dijital’in konuğu oldu. Kendisine gelen soruları yanıtlayan 23 yaşındaki milli smaçör, “Hep söylüyorum, idolüm Gabi” dedi.
“Japonya’dayken çok mutluydum.”
Japonya sana neler kattı, Asya Ligi’ni beğendin mi?
“Japonya bence bana çok şey kattı. Bir kere 23 yaşında bir genç kız olarak ülkemden çok uzaklara gidip orada oynayabilmek, o tecrübeyi yakalayabilmek bence çok zor bir süreçti benim için. Ama ben bunu gayet iyi kaldırabildiğimi düşünüyorum. Çünkü çok mutluydum oradayken, her şey yolunda gidiyordu. Asya Ligi’ni beğendim, ama ben yakın zaman içerisinde bir daha gider miyim bilmiyorum. İleriki zamanlarda tabii ki tekrardan deneyeceğim bir yer olacak orası.”
“Sahada olan sahada kalır.”
Milli takımdaki diğer smaçörlerle forma rekabeti onların arkadaşlığını kötü etkiliyor mu?
“Tabii ki de hayır. Sahada olan sahada kalır. Bizler iyi arkadaşlarız. Rekabet bizi daha ileriye götüren bir şey. Zaten o olmasa kendimizi geliştiremeyiz bence. Ben böyle olduğunu düşünmüyorum.”
Gabi ile en sevdiğiniz anınız?
“Çok fazla var çünkü kendisini çok seviyorum, üzerimde çok büyük bir etkisi var. O kadar fazla var ki, hiçbir şey söyleyemem. O yüzden hepsi diyeceğim. Onlar da bende kalsın.”
Voleybolda olmasını istediğin bir kural var mı?
“Çift vuruş var ya, o çift vuruş kalksın istiyorum ben. Bu kuralı koymak isterim. Çift vuruş olmasın yani. Diyelim mesela hakemin kendi inisiyatifine göre verilen bir karar ya bu, öyle bir şey olmasın. Eğer bariz bir şey değilse en azından, top fırıldak gibi dönmüyorsa o kural olmasın. Çok önemli yerlerde hakemin yaptığı bu hatalar maçın seyrini değiştirebilecek duruma geliyor. Ben bunun olmamasını isterdim.”
“Hep söylüyorum, idolüm Gabi.”
Voleybola ilk başladığında idolün kimdi ve şu an birilerinin idolü olduğunu bilmek nasıl bir duygu?
Ben voleybola ilk başladığımda voleybola dair bir şey bilmiyordum aslında. Sadece keyif aldığım, okuldan sonra gidip yaptığım bir spordu. Takip ettiğim ya da insanları tanıdığım bir şey değildi. Zaten ben bir sene oynadım, bir seneden sonra milli takıma gittim o sene. Milli takımdan geldikten hemen bir hafta sonra VakıfBank tarafından çağırıldım, babamın iş yerine faks göndermişlerdi, tabii babam da cevap vermedi onlara. Sonra aradılar falan filan, o şekilde gittim VakıfBank’a aslında. İdolüm yoktu. Ama başladıktan sonra idolüm olmaya başladı, o da Gabi. Hep bunu söylüyorum zaten.
Birilerinin idolü olduğumu bilmek gurur verici bir duygu. Ben nasıl Gabi’yi idolüm olarak görüyorsam ve onun hayat tarzını benimsiyorsam aynı zamanda ben de beni idol olarak çocuklar tarafından da o saygıyı hissetmek istiyorum. O yüzden ona göre davranmak istiyorum ve hayatımı ona göre şekillendiriyorum. Sadece voleybolcu olmak hedeflerim arasında yok; örnek gösterilebilmek, güçlü bir Türk kadını olarak gösterilebilmek benim için çok önemli.”