Sırbistan Milli Takımı Başantrenörü Giovanni Guidetti, Strefo Siatkowki’ye verdiği röportajda “Olimpiyatlar’ın çok zor bir turnuva olduğunu biliyoruz ancak hedefimiz oldukça açık” diye konuştu. Geçmişte Türkiye Milli Takımı’nı çalıştıran Guidetti, “Türkiye ile yaptıklarımızdan gurur duyuyorum” dedi.
Polonya’daki hazırlık turnuvasında ikinci maçta Dominik Cumhuriyeti’ne beklenmedik bir şekilde 3-2 mağlup oldunuz. Sizin açınızdan bu maçta neler yaşandı?
“Bunlar antrenman maçları. Sonuçlar bizim için önemli değil. Aslında bazı oyunculara süre vermek istediğim için değişiklik yapmadım. İyi ya da kötü oynamaları umurumda değildi. Üstelik Sırbistan, Dominik Cumhuriyeti ile oynadığı son üç resmi maçta da mağlup oldu. Yani beklenmedik bir sonuç değildi (gülüyor). Rakibimiz, eğer büyük bir konsantrasyon ve odaklanmayla, aynı zamanda kendimiz de çok iyi bir performansla oynayamazsak tehlikeli olabilecek türden bir takımdı. Bu açıdan maç sonucu beklendik değildi. Kazanmak için burada değiliz. Antrenman yapmak ve ana kadronun son halini seçmek üzere Polonya’dayız. Maç sonucu ikinci sırada.”
Olimpiyat şampiyonu olma arzunuzdan bahsettiniz. Peki Paris’teki turnuva için hedefiniz bu mu?
“Paris’e gidiyoruz ve altın madalyayı kazanmak istiyoruz. Aynı arzuya sadece bizim sahip olmadığımızı biliyoruz, çünkü diğer birçok takım da aynı amaçla Paris’e gidiyor. Çok zor bir turnuva olduğunu biliyoruz ama hedefimiz oldukça net.”
Olimpiyat madalyası, özellikle de altın madalya kazanmak sizi tatmin olmuş bir antrenör yapacak mı?
“Bu işte asla tatmin olmuyorsunuz (gülüyor). Ancak günün sonunda ve kazandığında tatmin olursun. Kazanırsam tamamdır, ancak o gün tatmin olacağım. Bir dahaki sefere yeni bir meydan okumam ve yeni kelimelerim olacak. Bence bu güzel sporun ve hayatın güzelliklerinin hiç bitmeyecek. Her şeyde her zaman yeni bir başlangıç var. Eğer Olimpiyat altınını kazanırsak, ki gerçekten kazanacağımızı umuyorum, bu sadece yeni bir başlangıç olacak.”
Yedek kadroyla oynadığınız Milletler Ligi’nde ana kadrodan yedi oyuncu eksikti. Bu kararın nedeni nedir?
“Birçok faktör var. Milletler Ligi’nde sezon boyunca üst düzey maç deneyimi yaşamamış oyunculara daha fazla süre vermek istediğimi düşünüyorum. Aynı zamanda son derece yoğun bir sezon geçiren voleybolculara biraz daha dinlenme fırsatı vermek istedim. Genç değiller, belki de çok fazla oyun oynamalarına gerek yoktur. Biz genç bir takım değiliz. Çalışmanın ve yenilenmenin bazen Olimpiyat Oyunları gibi çok önemli bir turnuva öncesinde birçok maça çıkmaktan daha iyi olduğu kanaatindeyim.”
Türkiye ile son Olimpiyat Oyunları’nı nasıl hatırlıyorsunuz?
“Elbette bu Olimpiyat Oyunları’nı hatırlıyorum. Onları unutamam çünkü harika bir turnuva geçirdik. Çok iyi oynayarak Çin’e, Rusya’ya karşı kazandık; ABD’ye karşı kaybettik. İyi bir maç çıkardık ama o noktada çeyrek finaller takım için gerçekten çok zordu. Baskı çok çok yüksekti. İlk kez Olimpiyatlar’a katılan çok genç bir takımdık.
O çeyrek final maçında yaşananların, çeyrek finali Olimpiyatlar’ın en önemli maçı yaptığını düşünüyorum. Türkiye Milli Takımı’yla yaptıklarımızdan gurur duyuyorum. Tokyo Olimpiyatları’na katılmaya hak kazanan takımla gurur duyuyorum. Ayrıca bu genç takımın bu turnuvada sergilediği oyundan da büyük gurur duyuyorum.
Hala pek çok güzel anım var ama çeyrek finalle ilgili kötü anımla beraber.”
Olimpiyat Oyunları grubunuz hakkında ne düşünüyorsunuz?
“Çok zor bir grup. Sorun yok, belki Fransa üst düzey bir takım olmayabilir ama bizimle saygılı bir şekilde oynayacaklar, dolayısıyla Fransızlar kesinlikle ellerinden gelenin en iyisini yapacak ve çok iyi bir iş çıkaracak. Ayrıca son iki Olimpiyat Oyunları’nın kazananları da var: ABD ve Çin. Bunlar Olimpiyatlar’da nasıl oynanacağını bilen takımlar. En iyi becerilerine ihtiyaç duyulduğunda ellerinden gelenin en iyisini nasıl ortaya koyacaklarını biliyorlar. ABD ve Çin milli takımları en iyi takımlardan ikisi. Bu çok zor bir grup olacak.”
Fransa ile oynayacağınız maçın hazırlık maçına benzer bir senaryoya sahip olabileceğini düşünüyor musunuz?
“Umut ediyoruz. Çeyrek finale çıkmak istiyorsak kazanmak zorundayız. Zafere ihtiyacımız var ve tabii ki bu Polonya’dakinden daha zor olacak. Bizim takımımızın Fransa’dan daha güçlü olduğuna inanıyorum. Onları yargılamamıza gerek yok çünkü onlar gelişen bir takım. Ayrıca kendi taraftarının önünde oynamak onlara çok fazla enerji verecektir.”
Bir röportajınızda sürekli kazanmanın bir bağımlılık gibi olduğunu söylemiştiniz. Bir noktadan sonra sıkıcı olmuyor mu? On altı yıldır VakıfBank’ın başantrenörlüğünü yapıyorsunuz.
“Hayır, hiç de sıkıcı değil (gülüyor). Hiç sıkıcı değil çünkü VakıfBank’ta kupayı kazandığımızda zirveye ulaştık diyoruz. Ancak dağın zirvesinden daha birçok başka yüksek dağ görebiliriz. Her zaman tırmanılacak bir dağ vardır ama daha da yüksek bir dağ da vardır. Kazanmanın bizim için sıkıcı olmasına imkan yok.”
Polonya Milli Takımı’nın oyununun daha dengeli olduğu ve takımınızın Tijana Boskovic’e fazlasıyla bağımlı olduğu yönünde çok fazla değerlendirme var.
“Bu voleybol. Sıra dışı bir oyuncunuz olduğunda elbette daha fazla topa hücum edecektir. İtalyan milli takımında Paola Egonu’nun, Türk milli takımında Melissa Vargas’ın durumu bizde Tijana Boskovic’in durumu ile aynı.
Ayrıca topların dağılımı kararı da büyük ve önemlidir. Martyna Lukasik harika bir sezon geçiriyor. Ayrıca çok sayı üretiyor ve takıma çok yardımcı oluyor. Başka bir voleybolcu, 41 numara ama adını ve soyadını hatırlamıyorum (Natali Medrzyk – editörün notu), oldukça iyi oynuyor. Polonya Milli Takımı çok istikrarlı bir takım.
Ayrıca Tijana’ya yardım etmeliyiz çünkü tek başına Tijana ile hiçbir şey kazanamayız. Takımımıza sayı kazandıracak daha fazla oyuncuya ihtiyacımız var.”
Kaynak: Strefa Siatkowki