Milli orta oyuncumuz Zehra Güneş 343 Digital Youtube kanalında yayınlanan Nirvana programının konuğu oldu. Ersin Düzen’in sorularını yanıtlayan Zehra Güneş, 2008’den beri VakıfBank’ı çalıştıran ve 2017-2022 yılları arasında Türkiye A Milli Kadın Voleybol Takımı’na liderlik eden Giovanni Guidetti için, “Giovanni benim için çok farklıdır” dedi.
Dünyanın en iyi orta oyunusu olmak nasıl bir his?
“Tabii ki en iyi göreceli bir kavram. Ben en iyime hala ulaşmadığımı düşünüyorum. Her geçen gün daha iyi bir versiyonumu keşfetmek için çalışıyorum. Bu şekilde görenler, destekleyenler var tabii ki. Hepsine sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum ama çok çok daha güzel şeyler göreceğiz eminim ki.”
Bir röportajınızda voleybola spontane başladığınızı söylemiştiniz. Voleybolcu olmasanız ne olmak isterdiniz?
“Çok fazla karşılaştığım bir soru bu aslında. Voleybolcu olmasaydım hep astronot olmak istediğimi söyledim çünkü çok fazla gizemli ve sonsuz geliyor bana böyle şeyler. Sualtı bilimi isterdim, uzay bilimi isterdim, astronot olmak isterdim. Ama voleybolcu olduk. Sonsuzluk ve gizem barındıran şeyler benim her zaman ilgimi çekmiştir. Ve hep bunlarla alakalı okurum, izlerim. Öğrenmeye başladığım zaman durduramam kendimi. O yüzden de çok seviyorum öyle şeyleri. O yönde ilerleyeceğimi düşünüyorum.”
Hayranlık duyduğunuz spesifik bir sporcu var mı?
“Herkesten bakış açılarını, hayat görüşlerini, spora nasıl baktıklarını ve mentalitelerinden örnek almaya çalışıyorum. Kişisel olarak birisini söylemek istemiyorum çünkü hepsi gerçekten inanılmaz sporcular. Cristiana Ronaldo olsun, Messi olsun, Serena olsun, Michael Jordan olsun…hepsi çok çok çok üst düzey sporcular. Bence hepsinden alınacak bir şeyler var, o yüzden hepsinden alabildiğim kadar örnek almaya çalışıyorum. İzleyebildiğim kadar belgesellerini izlemeye çalışıyorum. Bakış açılarını ne kadar yakalayabilirsek belki o kadar yakınlarına ulaşabiliriz diye düşünüyorum.”
Ebrar Karakurt ile çok yakınsınız. Üç kelimeyle anlatın desem nasıl anlatırsınız?
“Deli, kardeş, üçüncüsü…Bilemedim. Ebruli demek istiyorum.”
Kritik bir karşılaşmayı kaybettiğinizde nasıl oluyorsunuz, nasıl geçiyor o gününüz?
“Çok kötü geçiyor çünkü siz izlerken sadece bizi sahada performansımızla ve verdiğimiz sonuçla görüyorsunuz aslında. Çok önemli bir maça çıkmadan önce oraya yaptığımız psikolojik hazırlık, fiziksel hazırlık hepsi çok önemli bizim için ve çok fazla yüklemeler oluyor. Ağrılarımız olsa da, yorgunluğumuz olsa da çok inişli çıkışlı bir süreç oluyor. Ve özellikle bir turnuva sonunda kaybediyorsak eğer gerçekten o gün geçmek bilmiyor. Hatta tek bir günü söyleyemem. Uzun bir süre, bir hafta filan etkisi devam ediyor ama sonuçta iki günde bir maç oynuyoruz ve onu geride bırakmak zorundayız. Bir şekilde buna alıştık, o yüzden geride bırakmayı öğrendik diyelim. Ama çok zor gerçekten. Siz sadece sahada yenildik bitti olarak görüyorsunuzdur belki ama eminim ki şu an Türk milletinin destekleyicisi de çok fazla üzülüyor. Bizimle birlikte üzüntülerini, mutluluklarını paylaşıyorlar. Ama tek günde bitecek bir şey değil yani biz de çok üzülüyoruz.”
Bundan önce de çok başarılı voleybolcuların olduğu dönemler yaşandı ama artık altın jenerasyonu yakaladık diyebiliriz. Bundan sonrasında bunu devam ettirebilmek için altyapıdaki durum nedir?
“Ben VakıfBank’ın altyapısını her zaman takip etmeye çalıştım sezon içinde de. İster istemez içinde kalıyorum çünkü kardeşlerim de şu an Türkiye’de başka kulüplerin altyapılarında oynuyor, kardeşim Fenerbahçe’de oynuyor.
Şu an biz bu kadroyu oluşturabilmek için yıllardır birlikteydik. Çok fazla başarısızlıklarımız da oldu. Başarısızlık demek istemiyorum ama, hepsinden öğrendiğimiz bir şeyler oldu. Tekrardan madalyayla eve döndük. Ve yavaş yavaş bunların meyvesini alıyoruz. Bu sene, geçen sene olarak görülse de bu aslında çok uzun sürelerin verdiği bir şey bence. Ne kadar birlikte oynarsak o kadar birbirimize alışıyoruz diyebilirim.
2006-2007 jenerasyonu bence çok iyi geliyor. Mesela bizim top toplayıcılar, jet siller, sahada bize yardım eden küçük kızlarımızı gördüğümüzde benimle aynı boydalar. Diyorum ki ‘sen kaç yaşındasın?’ Bence çok başarılı çok yetenekli oyuncular geliyor. Begüm (Kaçmaz) için de her zaman söylüyorum aynısını, çok beğeniyorum kendisini. Umarım onlar da bir gün burada milli formayı taşıma gururunu yaşarlar ve hep birlikte ülkemizi başarılara götürürüz.”
Zehra Güneş’in bir lakabı var mı?
“‘Zeze’ diyorlar genelde. ‘Güneş’ diyorlar. Taraftarlar ‘Türk Duvarı’ diyorlar.”
Kariyerinize katkısı olan birisi var mı?
“Bu konu çok hassas bir konu. O yüzden birisinin adını verip birisini es geçmek istemiyorum, kimsenin kalbini kırmak istemiyorum. Vefa benim için çok önemli. O yüzden voleybola başladığım ilk günden bugüne kadar en ufak bir kelimesiyle, en ufak bir hareketiyle benim psikolojime, sahada gösterdiğim performansıma katkısı olan herkes benim için çok değerli. Çok da öğrenmek isteyen alıcı bir insanım. O yüzden bu zamana kadar bana desteği dokunan herkese çok teşekkür ediyorum. Ama Giovanni çok farklıdır benim için, onu es geçmek istemiyorum. Giovanni haricinde bu zamana kadar voleybolda gerçekten beni destekleyen ve peşimden koşan, en ufak bir kelimesiyle bile bana bir etki gösteren herkese çok teşekkürlerimi sunuyorum buradan.”