Gizem Örge, TRT Spor Yıldız’ın konuğu oldu. Enes Yalnız’ın soruları yanıtlayan 31 yaşındaki milli libero, 2024 Milletler Ligi’nin 3. ayağında oynanacak Türkiye – Brezilya karşılaşması öncesi “Taraftarlar büyük rekabette” dedi.
“Taraftarlar büyük rekabette”
Önümüzde hem Çin hem Brezilya maçı var ama Brezilya maçını daha çok sosyal medyada konuşuyorlar. Son bir yıldır bu iki ülke arasında sanki bir gerginlik varmış gibi. Sizin arasında bir konuşma geçiyor mu, nasıl bir motivasyon var?
“Taraftarlar, halk büyük rekabette. Onlar arasında ciddi bir atışma söz konusu. Arada benim de önüme düşüyor sosyal medyada. İki takım da bence duygularıyla oynayan, duygu yoğunluğu yüksek ülkeler olduğu için öyle bir etki yaratmış olabilir.
Şu anda finale kalmayı garantiledik. Finale gitme açısından değil ama hem Olimpiyatlar yolunda hem finallerde daha iyi performans göstermek için, özgüven açısından da takımın enerjisi açısından da kalan iki maçımız bizim için büyük önem taşıyor. O yüzden öncelikle Çin maçı, sonrasında da Brezilya, takımın ruhunu adım adım eski günlerdeki gibi yüksek derecede yakalamak için bu galibiyetleri kazanmak istiyoruz.”
Dünya bir numarası olma baskısı da çok konuşuluyor, bu sizde ekstra bir heyecan ve baskı oluşturuyor mu?
“Aslında bunun baskı oluşturmaması gerekiyor. Bazen yer yer oluşturuyor olabilir ama bunun çok da bir önemi olduğunu düşünmüyorum. Çok iyi takımlar var bu sene geçen seneden farklı, hepinizin gördüğü gibi çok fazla iyi takım var. O yüzden her gün aynı performansı göstermek çok mümkün olmuyor. Sakatlıklar oluyor, çok uzun seyahatler yapıyoruz…İstemediğimiz bir mağlubiyet alıp sıralamayı kaybedersek bu dünyanın sonu değil. Bizim hedefimiz daha uzun vadede ve aslında çok daha değerli diye düşünüyorum.”
Olimpiyatlar’da yer alacak olmak sana nasıl hissettiriyor?
“Çok uzun yıllardır emek veriyorum. 11 yaşında başladım, 31 yaşındayım ve kariyerimde birçok platformda belki de bazılarında defalarca görev aldım, şampiyonluk yaşadım, ikincilikler üçüncülükler yaşadım. Ama Olimpiyat hiç deneyimlemediğim bir yer ve her elit sporcunun bulunmak, görmek, mücadele etmek istediği bir alan. O yüzden Olimpiyat’a inşallah sakatlıksız sağ salim gidebilmek öncelikli hedefim. Sonrasında orada da en iyi performansı sergileyip olabileceğimiz en iyi başarıyla Türkiye’ye dönmek.”
Uzun süre milli takımdan uzak kaldığın bir süreç de oldu. O dönemde zihninde nasıl bir yönetim uyguladın kendine? Ekranda milli takımı izlediğinde neler hissediyordun? Asla pes etmemişsindir ama ‘milli takıma bir daha seçilmeme ihtimalim var’ gibi düşünceler hiç oluştu mu?
“Benim elimde olmayan sebeplerden dolayı bir şey gerçekleşiyorsa bununla alakalı çok da kendimi parçalamam. Ben elimden geleni yaparım ama tercih edilmiyorsam bu ah vah yapıp çok karalar bağladığım ve kariyerime küseceğim bir şey değil. Ben kendi işimi yapıyorum ve voleybol benim hayatta çok severek , tutkuyla yaptığım bir iş. O yüzden ben bu işi aynı tutkuyla yapmaya devam ettim. Doğru gün geldi günün sonunda. Ben buna çok inanıyorum, gerçekten bir şeye kalpten ve pes etmeden çalışırsan bir şekilde doğru zaman geliyor.”