Sultanlar Ligi’ni 460 sayı ile bir sezonda en çok sayı üretmeyi başaran yerli smaçör olarak rekor ile tamamlayan milli smaçör İlkin Aydın, Maçkolik’in Kurşun Pas adlı programının konuğu oldu. Galatasaray ile sezonu 6. sırada tamamlayan ve VNL 2024 geniş kadrosunda yer alan İlkin Aydın; Galatasaray Daikin ile geçirdiği sezon, sarı-kırmızı ekiple devam etme kararı, sakatlık dönemi, milli takım sezonu, VNL ve Paris Olimpiyatları hakkında açıklamalarda bulundu.
“Gelecek sezonda iyi bir takım olması ve vefa borcumu ödemek Galatasaray’da kalma sebeplerimdi.”
Galatasaray ile olan ilişkini sana sormak istiyorum. Buradaki o gönül bağı sana bu zorlu sezonu yaşatmakta ne kadar faydalı oldu?
İlk geldiğim sene, zaten takımın en küçüğüydüm Neslihan Abla filan vardı o zaman, vurduğu top düşmeyen, bir şekilde manşet alan gerçekten küçük bir oyuncuydum. O sene tabii ki maçlarda oynama fırsatım oldu ama hepimiz biliyoruz bir sakatlık başıma çöktü iki sene. O dönem çok zor ve çok yıpratıcı olmasına rağmen benim de her şeye dışardan bakma, kendimi başka şeylerde geliştirme fırsatımın olduğu bir dönemdi. Ve benim Galatasaray’da kalma sebeplerimden en önemlilerinden biri diyeyim, o iki seneden sonra ben bir kişiden duymadım ‘bu kız nasıl dönecek?’ diye. Benim dizimde aşil tendonu var, kadavradan aşil tendonu koydular dizime. İnanılmaz büyük bir ameliyattı, çünkü dizimdeki bütün dokular zarar görmüştü, ön çaprazım beş ay önce kopmuştu kimse fark etmemişti ve ben beş ay öyle antrenman yapmışım. Gerçekten çok kötü bir dönemdi. Ataman Abi o sene yabancı köşe alabilirdi, başka bir Türk köşe alabilirdi; bunların konusu bile olmadı. Takım o kadar yanımdaydı; Ataman Abi, staff, sağlık ekibi, yöneticiler…O kadar yanımdaydılar ve o kadar güvendiler ki benim iyi döneceğime. Öyle olunca ben de bu sene kararımı verirken hem önceliğim Galatasaray’da iyi bir takımda oynamak, çünkü gerçekten sevgim sonsuz ve burayı iyi temsil etmek istiyorum. Bir başarısı olsun istiyorum, çünkü çok büyük bir kulüp. Camia takımı olması çok ayrı bir tutku zaten, o maçların dolu olması. O yüzden ilki iyi bir takım olmasıydı, ikinci de bu vefa borcunu ödemekti. Çünkü iki sene çok inanılmaz bir şey ve o zaman yaşıtlarımdan o kadar geri kaldım ki benim yaşımda biri için iki sene antrenman yapamamak, maç yapamamak bence inanılmaz bir eksikti. Onlar bana bu güveni verdi, ben de onlara bu güveni verdim. O yüzden kaldım.
“Gelecek sezon kadrosu aslanlar gibi bir takım oldu.”
Nasıl görüyorsun takımın önümüzdeki sezonki yapılanmasını, geleceğini, Galatasaray Voleybol’u?
“Kesinlikle çok daha iyi olacağını biliyorum. Biraz önce de söyledim, imza aşamasında bunları konuşurken benim ilk sorduğum şey ‘iyi takım kuruyor muyuz?’, ‘kuruyoruz.’ var mısın?’ ‘varım’. Bitti. Başka hiçbir şey konuşulmadı. Bir sürü şey sosyal medyada konuşuldu; ‘şöyle olmuş, böyle olmuş, İlkin’e böyle teklif etmişler’ filan. Ben her yerde söylüyorum çünkü artık insanlar çok garip çok üstüme geliyorlar bu konuda, öyle bir şey yok. O yüzden ileriki sezonların da daha iyi olacağını düşünüyorum, keza zaten seneyeden itibaren artık böyle benim gözümde hani böyle çabuk oynayan, genç, dinamik, sahada pes etmeyecek, savaşacak her top için aslanlar gibi bir takım oldu gibime geliyor. Umarım step step daha da iyi olmaya devam eder.”
Kendinde gördüğün, ‘bunun üstüne çok katmam lazım, bu tarafım biraz eksik’ dediğin eksikliğin ne?
“Şimdi lanet olsun, ben kendimi o kadar eleştiriyorum ki…Soruyorlar ya böyle röportajlarda ‘linçlere bakıyor musun?’, bakmama gerek yok ki. Ben zaten kendi kendimi o kadar bitiriyorum ki, bakmama gerek yok zaten. Hatta bazen maçtan çıkıyorum ya, diyorum ki Bihter’e mesela ‘aç bakayım ne yazmışlar. İlkin senden olmayacak herhalde’ yazıyor mu? Yazıyor tamam, olmayacak çünkü biliyorum filan oluyor yani. Çok eleştiriyordum zaten…
“Milli takıma çok özleyerek dönüyoruz.”
Önümüzde bir spor yazı var. Önce VNL ile başlayacağız, yaklaşık bir aydan kısa bir süre kaldı. VNL’e giderken nasıl hissediyorsun kendini? Milli takım dönemi, çok fazla dinlenme fırsatın olmayacak arada ama yine milli takımın bir parçası olacaksın.
“Çok özleyerek dönüyoruz aslında. Şöyle söyleyeyim, milli takımdan dönüyoruz ilk devre bitiyor bitmiyor oralarda böyle ‘ay milli takımı özledim ben ya’ dediğim çok oluyor. O yüzden böyle çok özleyerek dönüyoruz. Bir de şu anda zaten bir şeyler iyi giderken keyif almamak mümkün değil, o yüzden o keyif almanın Everestinde olduğumuz için de çok özleyerek, çok heyecanlı ve istekliyiz.”
Elif ile aranız çok iyi. Tanışıklığınız yeni mi yoksa çok eskiden beri arkadaş mısınız?
“16 yaşındaydım ben, o da 15 yaşındaydı. TVF 1. Lig’de geliştirmek için bir takım yaptılar. Sadece altyapıdan oyuncular alıp tamamen gelişim odaklı. Ligden düşmüyor da çıkmıyor da zaten. Daha önce tanışıyorduk ama orada asıl arkadaşlığımız başladı. Zaten çok eğleniyorduk, çok birbirimizi besliyorduk o sene. O da yeni pasör mevkiine geçmişti, ben de ortadan yeni köşeye geçmiştim. Oradan sonra ben İstanbul’a geldim, o Ankara’da kaldı derken yine böyle biraz uzak düştük. Ama sonra bütün yaz milli takımda buluşunca zaten onu korumak çok da zor olmadı.”
Olimpiyat seni nasıl hissettiriyor şu anda? Hırs, heyecan, gerginlik…
“Hepsi var. Ama kendimi tutmaya çalışıyorum. Diğer arkadaşlarım ne düşünür bilmiyorum tabii ki. Ben böyle arada bir şey varken diğerine odaklanınca o aradakini yapamıyorum, o yüzden şimdi VNL olduğu için kendimi böyle ‘sakinim, sakinim’ şeklinde sakinleştirmeye çalışıyorum. Ama bu tabii ki çok heyecanlı, çok gergin, çok öyle çok böyle olduğum gerçeğini değiştirmiyor. Böyle bir hemen kıpır kıpırlık geliyor. Muhteşem bir şey, bir de gerçekten her sporcunun hayalidir herhalde. Ben ‘çok başarılı bir voleybolcu olacağım’ diyordum küçükken, herkes diyordur herhalde voleybolcu olmak istediği için. Ama, 24 yaşında Olimpiyat’a inşallah giderim, gideceğimi hiç düşünmemiştim.”
İlkin Aydın’ın Rüya Takımı:
Pasör: Maja Ognjenovic
Pasör Çaprazı: Tijana Boskovic
Orta Oyuncu: Milena Rasic, Maja Poljak
Smaçör: Jordan Larson, Gabi Guimaraes
Libero: De Gennaro