Kuzeyboruspor’da forma giyen 25 yaşındaki Milli smaçörümüz Tuğba Şenoğlu İvegin, TRT Spor Yıldız’da yayınlanan Sormazsam Olmaz adlı programın konuğu oldu.
Program boyunca Tuğba, hepimizin merak ettiği birçok soruyu yanıtladı.
Maça giderken arka fonda hangi şarkı çalınsın istersin?
Maça giderken ben birazcık arabesk dinlemeyi seviyorum, soyunma odasında da daha çok yabancı müzikler severim. Yani ne çalsın isterim? Yıldız Tilbe olabilir. Çok mu ağır oldu? Yabancı olarak istiyorsam da, bu aralar Relax Time…It’s time…öyle bir şeydi. Onu dinlemeye başladım, o çok hoşuma gidiyor.
Japonya dönüşü senin için “nerede kalmıştık?” mı?
Tabii ki de öyle. Her zaman hedeflerim doğrultusunda gidiyorum ve ben yine buradayım demek istiyorum. Beni özlediyseniz profildeki linkime bakın.
Rakiplerine, “beni saha dışında tanısanız seversiniz” der misin?
Bence bana bayılırlar. Çok eğlenceli bir insanım. Samimi bir insan olduğumu düşünüyorum çünkü arkadaşlarımdan bu yorumu alıyorum. Bence saha dışında anlaşamayacağım insan yok. Karakterine göre, tavrına göre herkese ayak uydurmaya çalışıyorum; çünkü kimseyi üzmek istemiyorum, sevmiyorum da.
Hücum oyuncusu olarak Manuel Neuer’e benzetilmek nasıl bir duygu?
Açıkçası beni benzettikleri zaman ben bu kadar detaylı bilmiyordum, sadece isim olarak biliyordum. Ama harbiden de futbol olarak çok iyi bir seviyedeymiş. O yüzden bu hoşuma gitti tabii ki de. Zaten çoğunlukla hep böyle yorumlar alıyorum defans yaptığımda “Manuel Neuer’e benziyorsun” diye. Sonuçta iyi bir oyuncuya benzetilmek güzel bir duygu. Hep de öyle olmasını isterdim küçüklüğümden beri, “iyi bir oyuncuya umarım benzeyebilirim ve onu örnek alabilirim” diye düşünürdüm. O yüzden güzel bir duygu.
İki yıl öncesine geri dönme şansın olsaydı hangi kararı tekrar gözden geçirirdin?
Hayatımı (gülüyor). Tabii bu şakaydı. Neyi değiştirmek isteyebilirdim? Aslında bir şey değiştirmek istemezdim çünkü şu an burada olmamın sebebi bence iki sene önce yaptığım hatalar ve iyi şeyler. O yüzden bir şey değiştirmek istemezdim. Çünkü her şeyden bir şey almaya bakıyorum ben iyi ya da kötü onun sonucu olarak. Hayat bu, neyin ne geleceği belli olmuyor. Bazen şans, bazen başka bir şey…
2-0’dan geri döndüğünüz maç sonrası Fenerbahçe taraftarı olsan Tuğba Şenoğlu hakkında ne düşünürdün?
‘Helal olsun’ derdim herhalde. Şu an övmek gibi değil açıkçası ben de tribünde kendi tuttuğum takımla rakip olarak iyi oynayan bir oyuncuyu görsem “helal olsun, kız çıktı oynadı ve oyunu değiştirdi, yardımcı oldu, takıma çok güzel bir enerji verdi” derdim. Ben sporcu olduğum için belki bu kadar detaylı düşünüyor olabilirim ama dışardan, tamamen seyirci olarak voleybola çok ilgim olmasa ve oynamayı bilmesem “helal olsun iyi oynardı” derdim herhalde. Bu benim fikrim, kendim olduğu için değil. Başka biri olsa da ben çoğunlukla söylüyorum zaten.
Kendinize olan güveninize 10 üzerinden kaç puan verirsiniz?
9 veririm çünkü kendime güveniyorum. Arkadaşlarım da yorumlarında bana güvendiklerini söylüyorlar. Ama bazen çok önemli noktalarda bir şeyleri değiştirmek gerekiyor. O durumda arkadaşımın sözünü tutamıyorum, ona iyilik yapmak amaçlı söylüyorum. Tutamadığım zamanlar çok olmuyor tabii ki; onun hayatıyla ilgiliyse, voleybol kariyeriyle ilgiliyse düzeltmeye çalışıyorum iyi yönlü diyelim. 9 verirdim. Belki 9.5 de olurdu. Dışardan aldığım yorumlar bu yöndeydi.
Bir günlüğüne başka birinin yerine geçme şansın olsaydı bu kim olurdu?
Sporcu olarak düşündüğümde Ronaldo’nun yerine geçmek isterdim, çünkü çalışma tarzını çok merak ediyorum. Sadece sosyal medyadan gördüklerimiz var. O yüzden olgunluk olarak, karakter olarak nasıl çalışıyor ve hayatını nasıl sürdürüyor; birebirde antrenörle diyaloğu nasıl, sonra arkadaşlarıyla nasıl yönetiyor? Çünkü çok ünlü bir futbolcu, çok da iyi bir futbolcu. O yüzden onun hayat kalitesini ve yaşam tarzını merak ediyorum. Bu sporcu olaraktı. Dışarıdan ünlü bir insan, kim olabilirdi ki? Aslında öyle biri yokmuş, benim kafam sadece voleybola gidiyor (gülüyor).
Herkesin uymasını istediğin bir kuralın var mı?
Doğruyu söylesin herkes. Değil mi yani? Herkes bence doğruyu söylesin, yalan niye olsun ki hayatımızda? Benim iyiliğim içinse ona belki bir tık okeyim. Ama lütfen herkes doğruyu söylesin. Çok yaşadım ben bu hayatta.
Filenin Sultanları’nın başarılarına şahit olurken gurur ile imrenme duygularından hangisi sana daha yakındı?
Bence ikisi aynıydı. Çok gururluydum onları izlerken, aynı zamanda imrendim de tabii ki de. Çünkü küçük bir rahatsızlığım oldu, gidemedim. Şansızlık oldu. Bunun için üzülmüştüm birazcık. Ama sonuçta Türkiye’ye başarı getirdiğimiz için çok mutlu ve gururluydum. Voleybolu insanlara sevdirme ve örnek aldırma açısından bu güzel bir şey oldu. O yüzden ikisi de var.
İdeal halinden uzakta olduğunu düşünüyor musun?
İdeal halinden derken, ne açıdan? Oyun açısından diye düşünüyorum. Şu an performans konusunda geçen senelere göre bir tık daha farklı olabilir. Ama zamanla gelecek, çünkü takım değiştirme oldu, takım arkadaşlarımıza alışıyoruz. Bunun bir süresi var, o yüzden düşünmüyorum. Her zaman en iyisini yapmakla yükümlüyüm.
Milli takımdaki smaçör rekabeti gözünü korkutuyor mu?
“Never ever”. Hatta rekabet çok güzel bir şey. Kendini geliştiriyorsun, ben öyle düşünüyorum. İyi ya da kötü olanı görebiliyorsun ve ben senden daha iyi olmak istiyorsam daha çok çalışıyorum. Rekabet güzel bir şey. Milli Takım’da buna ideal sporcularız. Herkes birbirinin üstüne çıkmaya çalışıyor çünkü rekabet seviyesi yüksekte. O yüzden son zamanlarda Milli Takım’da böyle şeylerin olması çok güzel.
En son hayal kırıklığına ne zaman uğradın?
Aslında hayal kırıklığı var ama üzüntü daha fazla. Bir arkadaşımdan uğradım. Çünkü bana güvenmeyip başkasına güvenmeyi tercih etti. Sonra da sonucunda benim doğru söylediğimi anladı ve geldi ‘sen haklıymışsın’ dedi. Ben de ‘yapacak bir şey yok’ dedim, ama artık çok yakın bir arkadaş olamayacağımızı söyledim. Hem üzüldüm hem hayal kırıklığına uğradım, çünkü onu seviyordum. Bu güven problemi olunca da tabii ki de aramıza soğukluk girdi. Zaman…her şeyin ilacı zaman. Bak parmağım bile zamanla iyileşiyor.
Japonya senin için gurbet mi, tecrübe mi?
Tabii ki de tecrübe. Çünkü zaten ben Japonya’yı, Kore’yi çok merak ediyorum, gitmeyi de çok istiyordum. Ve böyle bir şans geldiği için çok mutlu oldum, direkt gittim. Kültürlerini çok seviyorum. Nasıl desem? Hayatı çok kolaylaştırıyorlar aslında, kendi normal hayatlarını da voleybol hayatını da. O yüzden kesinlikle tecrübe olduğunu düşünüyorum, çünkü bunu voleybolumdan hissedebiliyorum da şu an. Tecrübe…
Programı izlemek için tıklayınız.