VNL 2022 Türkiye Sırbistan
VNL 2022 Türkiye Sırbistan müsabakasına çıkarken ilk altımız derin rotasyon ile sahadaydı. Tuğba, Beyza, Meryem, Hande, Eda, Cansu, Ayça (L)
İlk set başladı, servis karşılamada ve blok defansta o kadar sıkıntı yaşayarak maça girdik ki skor 13-5 oldu, çok çabuk fark açıldı. Simge smaçör formasıyla Tuğba’nın yerine sahaya girdi. Sahada artık çift liberoyduk. Topları fileye vuruyorduk, hücumlar outa çıkıyordu. İkili değişiklik geldi Cansu-Meryem yerine Elif-Ebrar oyuna girdiğinde fark 9 sayıydı. Sahada çift libero, Eda, Elif, Ebrar, Hande var. Beyza VNL’de ilk kez oyuna ilk altı olarak girdi ve ilk set bir blokla takımın ilk bloğunu yapmış oldu. 1. set 25-19 ile bitti.
İkinci set ideal altımızla sahadaydık. Zehra – Eda, Hande – Meliha, Cansu – Ebrar, Ayça. 25-15 biten ikinci sette ideal altımızın oyuna hakimiyet kurmasıyla bitti.
VNL 2022 Türkiye Sırbistan Maçında Neyi İyi Yaptık? Ne Doğruydu? İlk Set ile İkinci Set Arasındaki Fark Neydi?
İyi yaptığımız şeyler arasında aslında pek bir şey yoktu. İlk set sonlara doğru oyun biraz daha akıcı hale gelse bile ilk 15 sayıdaki kötü olan her şey seti kurtarma yolunu çoktan kapatmıştı. Setin sonuna doğru rotasyonlar biraz daha kendini bulmaya başladı fakat set kaybedilmiş artık setlerde üstünlük sağlayıp yeniden rotasyona giderek oyuncuları stresli maçlara hazırlamak gerekiyordu. Set kaybedilir, rotasyon oyuncuları uyumlu değildir, akıcılık yoktur ve tüm bunlar sonucunda set kaybedilebilir. Bu noktada yapılması gereken eleştiri oyunculara mı olmalıdır yoksa rotasyonun düzeyi, ağırlığı ve ne kadar süre verilmesi gerektiğine mi?
Tüm oyuncularımızı stresin daha yoğun olduğu maçlarda oynatmamız gerekiyor çünkü final serisinde yaşanacak kötü bir durumu hızlıca telafi edebilmek için o oyuncuların hazır olması oldukça önemli. Bu ikilemden çıkmak için neler yapmak gerekiyor? Bütün maçları aynı oyuncularla oynayıp kendimizi kötü senaryoya hazırlamaz isek neden bu oyuncuları hazırlamadık sorusunu yine ilk biz soracağız. Büyük maçlarda derin rotasyon elbette yapılmalı sadece bunun oranı iyi tutturulmalı. Maçı kaybettikten sonra bu durum bize ne kadar zarar veriyor bunları görmemiz gerektiği çok açık. Finalde yerimizin garanti olması rahat rahat puan kaybedebileceğimiz anlamına mı geliyor? Bütün maçlar bizim için antrenman maçı mı?
İkinci ve üçüncü set net olarak görebildiğimiz bir durum vardı sahada. İdeale döndükten sonra evet akıcılık artmış ve oyun daha düzeyli bir hal almıştı fakat bir noktadan sonra düşmeye başlıyorduk. Oyun olarak fazlasıyla tutuk ve o istediğimiz enerjiyi göremiyorduk. Oyunu bir kenara bırakıp ikinci ve üçüncü setlerde sadece oyuncuları izlerseniz bunu fark edeceksiniz. Mental olarak bir kırılganlık ve yorgunluk olduğu seziliyor. Bunun sebebini onlara yüklenen sorumluluğun stresiyle tam olarak açıklamak mümkün olmasa bile büyük bir oranda bunun geçerli olduğu görülüyor.
Cansu’nun yüz ifadesinden büyük bir yorgunluk görülüyor ama kenara alınıp nefeslenip, oyunu iyice izleyip, talimatları aldıktan sonra tekrardan sahaya dönmesi sanki onu çok rahatlatacak gibiydi ama bunu yapmamayı tercih ettik. Yani demek istediğim Elif süre bulduğunda pas çeşitliliği ve kalitesi kritik bir durumu kotaracak şekildeyken, as oyuncu üzerindeki bu ısrar onun da momentumunu kaybetmesine sebep olabiliyor. Zehra aldığı paslardan memnun görünmüyor ki bunun yüzüne ve oyununa yansıdığını hemen görebilirsiniz. Zehra iyi paslar alıp blok yapmaya başladıkça yükselen oyuncularımızdan biri fakat her düzgün gelmeyen pas sonrası veya istediği gibi gelmeyen bir pas olduğunda giderek oyundan düştüğünü bunun bloklarını bile etkilediğini görebiliyoruz.
Ebrar özelinde değerlendirecek olursak sadece Cansu ile olan hala oturmayan uyumsuzluğu göze çarpıyor. Ebrar’ın üzerindeki yoğun baskı onu daha da güçlü ve hırslı bir oyuncu yaptığını düşünüyorduk fakat sanırım düşündüğümüzden farklı bir durum mevcut. Düşen form durumuna bunları dahil etmemiz gerekiyor. Tek tek oyuncu üzerinde konuşmaya gerek var mı bilmiyorum ama son bir şeye daha değinmek istiyorum. Sosyal medyadaki Vargas-Ebrar kıyasından ziyade takımda da Ebrar’ın bu strese şimdiden sürüklendiğini düşünüyorum. Ebrar’ın takımdaki skor yükünü sırtladığını, diğer takım arkadaşları gibi emek verdiğini gördüğümüz halde onu düşüren bir şeyler daha var sanki. Oyuna giremiyor, paslarla anlaşamıyor, sürekli teknik ekip baskısına maruz kalıp, sanki daha çok strese giriyor gibi gözüküyor. Sanki Ebrar hata yapsa da kenara alsak gibi bir yansıma oluşuyor biz izleyicilerde.
İkinci haftaya iyi başlamadık. İzlediğimiz maçlar neticesinde kalan maçları kayıpsız geçip, üçüncü hafta oyunumuzu iyice yukarıya taşıyıp finale doğru ilerlememiz gerekiyor. Bu hem oyuncular hem de biz izleyiciler için gerekli olduğunu biliyoruz. Bu gece Almanya maçıyla birlikte o yükselişin ilk adımını atıp meşaleyi yakmamız hepimize iyi gelecektir. Temel motivasyonu bulup oyunumuzu yukarıya taşımadığımız sürece bireysel olarak oyuncular üzerinden bir eleştiri yapmamız şu aşamada mümkün değil. Biz daha bize yakışan bir voleybol izleyemedik hal böyle olunca oyuncuları tek tek, pozisyon pozisyon inceleyip hatalarını irdeleyeceğimiz yazılara bir türlü geçemiyoruz. Finale kadar izlediğimiz voleybolun seyir zevkini yükseltmediğimiz sürece detaylara inmemizi gerektiren bir durum bile oluşmayacak. Bunun yolu akıcı ve bol çeşitlilik içeren bir oyun kurgusundan geçiyor. Peki o aşamaya gelebilecek miyiz?
Türkiye Brezilya maç yorumum için tıklayınız.