Galatasaray Spor Kulübü Başkan Yardımcısı Mehmet Cibara, Skorer TV’de Serkan Özen’in sorularını yanıtladı. Yeni sezon hedefleri, transfer gündemi ve daha birçok konu hakkında açıklamalar yapan Cibara; “Zirveye daha da yaklayaşağız.” dedi
“Önümüzdeki seneden başlayarak artık ilk dörtteki yerimizi tekrar almak istiyoruz.”
Bu sene Olimpiyat senesi, Galatasaray’ın önemli milli oyuncuları var. Dünya bir numarasıyız, siz de voleyboldan da sorumlusunuz. Hem Türk voleybolunun son durumu hakkında, hem de Galatasaray’ın orta vadedeki hedefini size sorayım.
Bir kere milli takımımızın bu yaz elde ettiği başarı gerçekten tarihimizde örnek gösterilecek, hepimizin gururlandığı bir başarı oldu. Onun için emeği geçen herkese tekrar teşekkür ediyoruz, inşallah bu başarılar Olimpiyatlar’da da madalyalarla süslensin istiyoruz. Bunun için biz, camiamız olarak her dönem olduğu gibi kuruluşumuzdan beri milli takımlara oyuncu yetiştirerek, onlara antrenör yetiştirerek, federasyon üyesi, federasyon başkanı vererek katkıda bulunduk; gene aynı şekilde devam edeceğiz.
Galatasaray’ın orta vadedeki hedefi; herkesin beklediği zirveye daha da yaklaşacağız. Bir kere daha yakın hedef ilk başta, orta hedeften ziyade, yakın gelecekte biz önümüzdeki seneden başlayarak artık ilk dörtteki yerimizi tekrar almak istiyoruz. Hem Avrupa’da, hem Türkiye liginde, hem Türkiye kupasında. Bunun için de gerekli hazırlıklarımızı yapıyoruz. Bu sene hem takım kuruluşundan, hem performansıyla ilgili çok büyük eleştiriler aldık. Tabi bu eleştirilerin olumlu kısmını sadece değerlendirecek olursak, biliyorsunuz biz geçen sene seçime girerken bazı vaatlerde bulunduk. Bu vaatlerin en büyüğü 4 büyük projenin yapılması ve projeden gelecek gelirlerle yaratılacak amatör şubeler fonunu sağlamaktı. Şimdi bunun için çok az süre kaldı, bu geldiği anda, ki bunu biz Mayıs’ta yapılacak seçimde kim gelirse gelsin yeni yönetime bu şekilde devretmek istiyoruz. Çok iyi bir takım, çok iyi bir kaynak, çok iyi bir fon. Bu fonun getirisiyle de amatör şubeler beslenecek, bizim amacımız bu. Onun için bu bir buçuk sene içerisinde çok büyük sıkıntılar çektik, doğrudur, çok fazla harcama yapamadık. Hep söylüyorum, bizim bütçelerimizi biliyorsunuz; bütün takımın bütçesi erkeklerde 49 milyon lira, kadınlarda 51 milyon lira, toplamda 100 milyon lirayı konuşuyoruz. Bizim şu andaki en pahalı yabancı oyuncumuz 200 bin dolar alıyor. Bizim dört tane yabancı oyuncumuzun toplamı 480 bin dolar. Rakiplerimizin aldığı bir tane oyuncunun aldığı, işte görüyorsunuz, açıklanıyor. Yurtdışında açıklanıyor, yurtiçinde açıklanıyor; rakamları biliyorsunuz.
“Önce Türk milli oyuncularımıza yatırım yaptık.”
Sözlerinizde de söylediniz, “gelecek sene çok iyi bir kadro kuruyoruz” diye. Zaten öyle bilgiler de geliyor. Ben sorayım tekrardan, nasıl bir kadro bekliyor taraftarı?
Şimdiye kadar biz, diğer kulüplerin de çoğu, yabancı oyunculara büyük yatırımlar yaptık. Biz bu sene milli takımdaki oyuncularımızı önce kadromuzda tutmak istiyoruz ve Türk Milli Takımı’nın geniş kadrosunda yer alan iki veya üç oyuncuyu da transfer etmek istiyoruz, üzereyiz. Yönetim kurullarında şimdi sözleşmeler hemen hemen hazır, imzalanıyor. Onlar bittikten sonra size her hafta bir isim açıklayabilirim. Yabancı transfer olarak da şu anda bu sene için de iki oyuncu gelecek. Devre arası transferde bu sakatlıklardan dolayı biliyorsunuz; şimdi bizde ortada üç tane Türk oyuncu bir tane Amerikalı oyuncu var. Ayçin sakatlandı; önce maalesef Emine sakatlandı, pasörümüz sakatlandı, Kanami onun için Arzu’yu aldık. Yani antrenmanda karşılıklı altıları kuracak durumumuz kalmadı. Orta oyuncularda aynı şey başımıza geldi. Şimdi Ayçin sakatlandı, çok şükür kırık, parçalı kırık o tip şeyler yok. Onun için PTT maçında inşallah tekrar sahaya dönecek, 2-3 hafta içerisinde dönmesini bekliyoruz. Ama tabii oraya da bir takviye almamız gerekiyor. Onun haricinde bu sene, bir ara Premier Lig böyleydi, kimin ne zaman kimi yeneceği belli değil. Yani baştaki 2-3 takım haricinde herkes herkesi yenebiliyor. Onun için ne olur ne olmaz diye Lazović’i de transfer ettik. O da 5. maçtan itibaren burada olacak. Yani bu sezon ilk sekizde, en kötü ikinci 4’te yer alıp, 5.-6. olup Avrupa’ya gitmemiz için takviyeler yaptık. Önümüzdeki sene için ise, biliyorsunuz şimdi Amerika profesyonel ligi kuruldu. Şimdi Amerika profesyonel ligi kurulunca, aynı böyle WNBA gibi, Türkiye’deki hemen hemen bütün Amerikalılar gidiyor. İtalya’dakiler de gidiyor, Avrupa’dakiler de gidiyor, Çin’dekiler de dönüyor. Nereden baksanız orada iki grup 14 veya 16 takım olacak. Nereden baksanız işte 100-150 tane oyuncu gerekecek. Onun için hemen hemen herkes dönüyor. Artık Avrupa’dan da oyuncu bulmak zor. Onun için biz, Türk milli oyuncularımıza önce yatırım yaptık, ama önümüzdeki senenin yabancı anlaşmalarını da bu ay içerisinde bitireceğiz.
“İlkin Aydın’a bu sene aldığının altı misli teklif edenler var.”
Taraftarın en sevindiği müjdeli haberlerden bir tanesi İlkin Aydın oldu. 2017’den beri bu kulüpte oynuyor. Gidecek mi, kalacak mı derken iki yıllık sözleşme imzaladı. İlkin Aydın sürecinde siz önemli bir rol oynadınız diye biliyorum. O süreci anlatabilir misiniz?
İlkin Aydın sürecinde, şöyle gelişti: çok yazılar çıktı. VakıfBank’la anlaştı, bilmem şu oldu bu oldu, beş kulüpten teklif var…İlkin Aydın hiç kimseyle görüşmedi. Onu bir kere söyleyeyim. İlkin Aydın’ın menajeri Cengiz Atabek; Cengiz Bey de bu konuda çok dürüst ve açık davrandı, ona da teşekkür ederim. Teklifler geldi, doğru. Bu sene aldığının altı misli teklif edenler var. Önümüzdeki seneki teklifinin de bu yaklaşık dört misli falan oluyordu. Ama İlkin bizle hiçbir pazarlık konusu yapmadı. Asuman Baş, takım menajerimiz, burada çok çalıştı, çok başarılı bir transfere imza attı. Başkanımızdan rica ettik. Amatör şubelerde bu sene bütçeyi sıktık ve bu fedakarlıkların karşılığında da, özellikle takım kaptanlarını çağırıp dedik ki: “bakın böyle böyle, teşekkür ederiz fedakarlıklarınız için; önümüzdeki sene şu şu şu garantileri veriyoruz.” Dolayısıyla ben İlkin Aydın’la gerçekten fiyat bile konuşmadım. Şurada oturduk, “sen ne istiyorsan yaz” dedim. O da yazdı bir rakam, o şekilde anlaştık. İlkin Aydın sürecinde, bu üç kişinin haricinde hiç kimsenin dahili yoktur.
Öyle dedikodular da çıktı, Erdan Timur araya girdi diye, bir ev muhabbeti filan döndü. Biliyorsunuz öyle iddialar da çıktı.
Şimdi Galatasaray kulübünde bir görev dağılımı var. Galatasaray kulübünde herkesin yetkisinin ve sorumluluğunun ne olduğu tüzükte yönetim kurulu kararlarıyla verilmiş şekilde. Benim Tete, Zaha, Dervişoğlu; ne kadar haberim yoksa, ne kadar katkım olmadıysa, hepsini basından veya yönetimden öğrendiysek, Erdan Timur’un da bu işteki pozisyonu odur. İsteseydik yardımcı olur muydu olmaz mıydı? Tabii ki olurdu, ama gerek kalmadı; ne daireye, ne bir şey ödemesine. Dolayısıyla bu tamamen Galatasaray Spor Kulübü Yönetim Kurulu’nun dahilinde olmuştur. Onun haricinde Sportif AŞ’den veya diğer bağlı şirketlerden herhangi bir kişinin katkısı yoktur.
“Kaptanlarımızdan biri İlkin.”
İlkin, imzayı attıktan sonra şöyle bir cümle kurdu: “Galatasaray’ı en güzel haliyle, en güzel halimle temsil etmek istiyorum.” Bu da ‘gelecek sene çok iyi bir kadro kuruluyor’ mesajını da verdi diye bir duruma gitti.
Doğru. İlkin ve İlkin gibi bu takımın yıldızlarının istediği önümüzdeki sene kuvvetli bir kadroyla başı oynamak. Biz de bunun sözünü verdik, başkan bizzat verdi. Onun için o da rahat, zaten kaptanlarımızdan biri İlkin. Ben hep “kaptan” diyorum, çünkü kaptanımız. Şu anda en kıdemli olan Bihter, ama biliyorsunuz libero da girip çıktığı için oyuna; gerçi son üç senedir bu biraz değişti Gizem ile beraber. Ama bizim iki tane kaptanımız var. Bülent Korkmaz’la Tugay nasıl beraber kupayı kaldırdıysa işte İlkin’le Bihter de beraber kaldıracak sonuçta.
“Aleksia Carutasu gelmek istiyor.”
Carutasu da Galatasaray’ın sevgilisi haline gelmişti. Bir sene oynadı bildiğim kadarıyla, kısa sürede büyük bir bağ oluşturdu. Geri dönmesini isteyen çok kişi var. Bir gün Galatasaray formasıyla görebilecek miyiz onu tekrar?
İnşallah, Carutasu ile ilgili şöyle bir şey var; yaşını biliyorsunuz 2002 doğumlu, 21 yaşında. Mevcut prosedüre göre, Türk de olduğu için, VakıfBank izin vermediği takdirde bir şey yapamıyoruz. Carutasu gelmek istiyor, çünkü oynamak istiyor. Şimdi VakıfBank’ta 6 tane yabancı var. O gidiyor, gene başkaları geliyor, yine 6 tane yabancı oluyor. Pasör çaprazı konumunda kim oynayacak yabancı olarak, kimi alacaklar bilmiyorum; Amerikalıları gittiği takdirde. Bu durumda kim oraya gelir, oynamak ister mi, Carutasu orada kalmak ister mi istemez mi, bilmiyorum. Ama Carutasu’ya da biz hemen hemen İlkin Aydın’a yaklaştığımız şekilde yaklaştık.” Al izin gel, burası senin kulübün, ne gerekiyorsa biz maddi olarak yaparız.” dedik. Dolayısıyla bekliyoruz cevabını, gelirse gelecek. Gelmezse, orada oynamaya devam etmek isterse, antrenörü ile anlaşırsa o zaman orada devam edecek. Ama biz gelmesi için maddi açıdan her türlü imkanı sağladık.
Hernandez’in çıkardığı isimlerden bir tanesi Sarah van Aalen; o da konuşuluyordu. Onu da size sormuş olayım.
O da gelmek istiyor, onu da alabiliriz. Biz şu anda, biliyorsunuz şimdi Aleksia gelirse yerli pasör ihtiyacımız olmayacak. Yabancı pasör kullanabiliriz. Yabancı pasör alırsak yerli pasör çaprazı bakıyorsun, biliyorsun piyasayı, yani yerli pek pasör çaprazı şu anda yok. Ama yerli pasöre gitme ihtimalimiz de olabilir, o zaman çok iyi bir yabancı pasör çaprazı alabiliriz.
“Önümüzdeki sene en az iki tane daha milli oyuncuyu Galatasaray’da göreceksiniz.”
Transferle ilgili başka bir gelişme var mı?
Var, daha var. Sözleşmeler hazır, imzaya kaldı. Tüzük açısından bir iki not var, ama en az iki tane daha milli takım oyuncusunu Galatasaray’da göreceksiniz önümüzdeki sene. Galatasaray önümüzdeki sene gerçekten çok iyi bir takım kuracak.
Sürpiz oyuncu olarak kimi söylersiniz? Var mı böyle sizin beklemediğiniz kadar iyi bir performans sergilemiş bir oyuncu?
Hiç kimsenin beklemediği bir performans var. Onun da transferi için görüştük, onu da söyleyeyim. Onunla ilgili de çok eleştiriler aldık. Bu oyuncunun kulübüyle olan anlaşması Haziran ayında bitiyor. Bizler sadece “ara transferde alalım, hatta biz bir buçuk senelik, üç senelik yapalım” dedik. Dediler ki ” Sezon sonunda bitiyor. Ya İtalya’ya gidecek ya da Türkiye’de bir takıma gidecek.” “Peki,” dedim, “o zaman dört aylığına yapalım.” “Tamam, yaparız.” dediler ve bu kulübün başkanı Galatasaraylı. Partner olduğu belediyenin sekreteri tarafından bizdeki bir Yönetim Kurulu üyesine ulaşıp, 250 bin dolar 3-4 aylığına hava parası istediler. Onun için teşekkür ettik, bıraktık. Pek de doğru bir şey değil. Bunu sen üç senelik yaparsın anlaşmayı veya iki buçuk senelik yaparsın, ‘her sene bu kadar ödeyelim’ diyebilirsin. Buna rağmen biz 50 bin dolar da teklif ettik, kabul etmediler.
Röportajın tamamını izlemek için tıklayınız.